1926
yılında kurulan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Cumhuriyet tarihiyle yaşıt ve
köklü bir geleneğe sahip teknik bir kurumdur. TÜİK, üretilen verilerin doğruyu
yansıtmadığı ve siyasi iradeye göre hareket ettiği yönde eleştirilmektedir. Bu
da TÜİK’in kurumsal imajına çok zarar vermektedir. Çünkü insanlar, olumsuz
haberlere daha çabuk inanma yönünde eğilim göstermektedir. Öyle görünüyor ki,
olumlu bir habere gösterilen eleştirel yaklaşım, olumsuz haberler için pek
gösterilmemektedir. Olumsuz bir imajı düzeltmek de çok zaman ve emek
gerektirmektedir.
Toplumda
halen “siz pinpon topu ile enflasyon
hesaplıyorsunuz” diyen insanlarla karşılaşmaktayım. Zamanında yayılan
olumsuz ve kara çalıcı bir haberin etkisinin ne kadar uzun sürdüğüne dair çok
önemli bir kanıt niteliğinde. Enflasyon oranı yüksek açıklandığında herkesçe
hemen kabul görmekte, biraz düşük açıklandığında ise “TÜİK bilerek düşük gösterdi” diye eleştirilmektedir. Halbuki TÜİK,
5429 sayılı Kanun’ca belirlenmiş bireysel
verilerde gizlilik ilkelerine riayet etmek kaydıyla oldukça şeffaf
çalışan bir kurumdur. Üretilen tüm istatistikler, kullanılan yöntemleriyle
birlikte resmi web sitesinde açıklanmaktadır. Her ay, enflasyon sepetine
dahil olan ürünler, aylık fiyatlarıyla ve ağırlıklarıyla birlikte web sitemizde
yer almaktadır. İstatistiksel hesaplama yöntemlerinden anlayan herkes,
buradan enflasyonu kendisi de hesaplayabilir.
Son
günlerde, özürlü bakım parası alan 500 bin işsiz (!) kişiyi TÜİK’in istihdamda
gösterdiğine ve böylelikle işsizlik oranını düşük gösterdiğine ilişkin
haberlerle karşılaşmaktayım. Bu durum bizi oldukça üzmektedir. Uluslararası
tanım gereği, bir kişi engelli, hasta, yaşlı gibi bakıma muhtaç bir yakınına
bakıyor ve bu hizmeti karşılığında bir ücret alıyor ise bu kişi istihdamda
gösterilmektedir. Kaldı ki, istihdamda sayılmasalardı bile bu kişilerin işsiz
sayılabilmeleri için; referans dönemde hiç gelir getirici işle uğraşmamış, son
dört hafta içinde aktif iş aramış ve iş bulduğu takdirde 15 gün içerisinde
işbaşı yapabilecek durumda olmaları (bu üç kriteri de karşılamaları) gerekir.
Dolayısıyla her istihdamda olmayan kişi işsiz değildir. Hem işsiz tanımına
uymayan hem de istihdamda olmayan ev hanımı, öğrenci, emekli v.b. kişiler
“işgücüne dahil olmayanlar” şeklinde sınıflandırılmaktadır. Sonuç olarak, 500
bin işsizden söz etmek tamamen gerçek dışıdır. Uluslararası metodolojiyi
kullanan tüm ülkelerde bu böyledir.
TÜİK,
Avrupa standartlarında karşılaştırılabilir nitelikte, AB müktesebatlarına
uyumlu yöntemler kullanarak istatistikler üreten bir kurumdur. Uygulamaya
yönelik kritik karar aşamalarında, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (EUROSTAT),
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve konunun uzmanı akademisyenlerle
değerlendirme yaparak nihai kararı vermektedir. Bu bağlamda, uluslararası
metodolojiye ters düşecek hiçbir uygulama yapılmamaktadır.
Türkiye
İstatistik Kurumunun, uluslararası istatistik camiasında saygın bir yeri
vardır. Lider konumuyla, bölgemizdeki ülkelerin istatistik sistemlerin
gelişmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca TÜİK, Birleşmiş
Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu’nun (UNECE) Avrupa İstatistikçiler Konferansı
ile OECD İstatistik ve İstatistik Politikası Komitesi (CSSP) Yönetim Kurulu
üyeliklerini başarı ile yürütmektedir.
İçinde
bulunduğumuz bu zor şartlarda, personelimiz büyük bir özveriyle alandan veri
derlemeye çalışmaktadır. Bilenler bilir, alandan veri derlemek gerçekten çok
zordur. Onca uğraşlarımıza rağmen anketörlerimiz her gün, halen TÜİK’in ne
olduğunu bilmeyen, istatistiksel veri derlemenin önemini ve toplumsal faydasını
algılamakta zorlanan insanlarla karşılaşmakta ve onlardan veri derlemeye
çalışmaktadır. Konunun önemini bilmeyen cevaplayıcılar da vereceği bilgileri
manipüle etmeye çalışmaktadır. Mesela; harcama bilgilerini abartma, gelir
bilgilerini ise düşük gösterme eğilimi sergilemektedir. Büyük uğraşlar, ikna
çapaları, detaylı açıklamalar yapılarak, cevaplayıcılardan doğru veri
derlenmeye gayret edilmektedir. Bir de medyada böyle olumsuz haberler çıkınca,
alanda bizim işimiz çok daha zorlaşmaktadır. O nedenle, Dünya İstatistik
Günü’nü kutladığımız bu günlerde, tüm vatandaşlarımızı bu konuda sorumlu
davranmaya çağırıyorum.
Bu
kurum hepimizin. İstatistiğe hepimizin ihtiyacı var. Doğru istatistik demek,
doğru kararlar alınması demek ve doğru yatırımlar yapılması demektir. Hizmetin etkin ve verimli bir şekilde
yönlendirilebilmesi, doğru bilgi ile doğru istatistik ile olmaktadır. Emin
olunmalıdır ki, TÜİK bu konuda her türlü yönlendirmeden uzak bir şekilde
görevini yapmaya gayret göstermektedir. Bu vesileyle, hem veri kaynağımız hem de
yararlanıcımız olan tüm kurum ve kuruluşlar ile vatandaşlarımıza saygı ve
selamlarımı sunarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder